Ana içeriğe atla

Çalışanların Köleleştirilmesini adı İstihdam Paketi olmuş

Çalışanların Köleleştirilmesini adı İstihdam Paketi olmuş 2


Özel istihdam bürolarının işçi kiraya vermesini bir kez daha deneyecekler

Daha seçimin mürekkebi bile kurumadan, seçim sırasında bilbordlarda verilen vaatler arasında olmayan ÖİB’lere işçi kiralama uygulaması yola çıkmış bile. Paketin en can alıcı noktası ise burası iki kere yasalaştırma denemesi yapılan ÖİB’lerin işyerlerine işçi kiralaması uygulaması iyi ki başarılamadı. Ancak, işçilerin mal-meta haline getirileceği ve alınıp-satılabileceği bu sistem tamamen “kölelik” demektir. ÖİB’lerin işçileri işyerlerine kiralaması demek, sendikaların, toplu sözleşmelerin olmaması, kıdem tazminatının ortadan kalkması ve ücretlerin de asgari inmesi demektir.


***Özel İstihdam Büroları işçi kiralarsa köleden beter olurlar
İlk önce 5920 sayılı Kanun ile uygulamaya sokulmak istenen  ÖİB’lerin işçi kiralaması yani kölelik uygulaması Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL tarafından veto edilmişti. Ardında bir deneme daha yaptılar ama seçimler geliyor diye geri adım attılar. Şimdi, seçim bitti buzdolabına kaldırılan “Kölelik Yasa”sı yeniden gündemden
***ÖİB’ler 2008 Ağustos’tan beri hayatımızdalar…
1 Ağustos 2008 gün ve 26954 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan ÖZEL İSTİHDAM BÜROLARI YÖNETMELİĞİ" ki bu yönetmeliğin yasal dayanağı da  4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanununun 32 nci maddesidir. Esasen de Özel istihdam Bürolarının ilk olarak açılmasına izin veren 4904 sayılı Kanun'da bu hükümet zamanında 25.06.2003 tarihin de TBMM'de kabul görmüş ve 05.07.2003 günü Resmi Gazetede yayınlanmıştır.
Bu Yönetmelik ile ÖİB’ler işçilere iş bulacak, işverenlere de işçi bulup, bunun karşılığında da işverenden komisyon alacaklar.
Özel İstihdam Bürolarının, İŞKUR gibi işçi ile işvereni buluşturup iş bulması ayrı şey, aynı büroların işçi istihdam edip, bu istihdam ettikleri işçileri bir başka işverenlere kiralaması ayrı şeydir.
Özel İstihdam Bürolarının halen var olan (yani İŞKUR'un yaptığı gibi) işçi ile işvereni bir araya getirip, işçiye iş ve işverene de işçi bulma işlevi ile yeni getirilen, İŞVERENLERE KİRALIK İŞÇİ VERME işini karıştırtmaya başladılar.
***ÖİB’ler işçileri kiralamaya başlarsa
Yanlış olan da bu büroların hiç bir iş ve işyeri, sektör kısıtlaması olmaksızın işçi kiralayabilecek olmasıdır.
Kamuoyuna Almanya örneğini verip ÖİB’ler Almanya’da 600 bin kişiye iş buldu demiyorlar da 600 bin kişiye hizmet verdi diyerek, ÖİB’lerin (sektör-işyeri-işçi-işveren ayrımı olmaksızın) işçi kiralama işini normalmiş gibi gösteriyorlar.
***ÖİB’ler işçi kiralarsa iş hukuku biter
Özel İstihdam Büroları işçi kiralama hakkı elde ederlerse, halen uygulanmakta olan 4857, 854 ve 5953 sayılı Yasaları çöpe atmamız gerekeceği gibi 2821 ve 2822 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunlarını da bir daha elimize alma ihtiyacımız kalmaz…
***10 metrekarelik büroda 2000 işçi
On metrekare büroda ÖİB açan birisi, işe 2000 işçi alıp asgari ücret ödeyecek (bölgesel asgari ücret kanunu da çıkarsa şimdiki asgari ücretten daha az parayı işçiye verecek) ama işçileri çalışmak üzere gönderdiği fabrikalardan, atölyelerden fatura mukabili para alıp kar edecek. İşçilerin kanunen işyeri 10 metrekare büro ama çalışacağı yer koca koca fabrikalar olacak. Sendikalı olabilecekler tek yer 10 metrekarelik büro, gerekirse grev yapacakları yer 10 metrekareli büro, ücretlerini alamazlarsa dava açacakları yer 10 metrekarelik ÖİB, sigorta primleri ödenmezse şikayet edecekleri yer 10 metrekarelik ÖİB, kıdem tazminatı isteyecekleri yer ÖİB, ihbar tazminatı isteyecekleri yer ÖİB, izin isteyecekleri yer ÖİB olacak.
***İşçilerin muhatabı ÖİB’ler olacak?
İşçiler normal şartlarda işyerinin sahibi olan gerçek veya tüzel kişilerin işçileridir ve işçi ile işveren birbiri ile aracısız iletişime geçer. Gerek 4857 sayılı İş Kanunu ve gerekse 5510 (veya 506) sayılı Sosyal Sigortalar Kanunları gereğince taşaron işçilerine karşı asıl işyeri işverenleri de taşaronlarla birlikte müteselsilen (eşit olarak birlikte) sorumludurlar.
Şimdi Özel İstihdam Bürolarına (ÖİB) işçi kiraya verme düzenlemesi ile getirilen uygulama TBMM’den geçerse, işçi ile belirli süreli iş akti yapan Özel İstihdam Bürosu, asıl işveren ile sadece işçi kiralama sözleşmesi yapmaktadır. Yani işveren bir mal-meta gibi işçinin emeğini ÖİB’dan kiralamaktadır. İşçiye karşı asıl işverenin en ufak bir sorumluluğu yoktur.
Geçmişte ve halen Tuzla’da çok sık görülen iş kazaları ve iş kazaları sonrası ölümlerde, hem Sosyal Güvenlik Kurumu işçilere ödediği geçici veya sürekli işgöremezlik ödeneklerini hem asıl işverenden hem de taşaronda rücu davası ile isteme hakkına sahiptir. ÖİB ile sözleşme yapılırsa SGK sadece ÖİB’den rücu parası isteyebilecektir.
Öte yandan, işçi de kaza sonrasında gerek maddi ve gerekse manevi tazminat konusunda hem asıl işvereni hem de taşarondan dilediğine dava açabilmekteyken bu yasadan sonra sadece ÖİB’ye dava açabilecektir.
Yine (veto edilen) ilgili Yasa metninin, “Özel istihdam bürolarının bu faaliyet için istihdam edecekleri işçilerle yapacakları belirli süreli iş sözleşmeleri, esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmesi niteliğini taşırlar…” denileceğinden ve belirli süreli iş akitlerinin sona ermesinde de gerek ihbar ve gerekse de kıdem tazminatı olmayacağından,
**Tüm ÖİB kiralık işçileri ihbar ve kıdem tazminatı alamayacaklardır.
**Bu arada belirli süreli akitler 359 gün veya daha süre ile bağıtlanırsa bu kere yıllık ücretli izin hakları da olmayacaktır.
***Fabrika tüm işçileri kiralayabilir…
Örneğin, şu an 1500 işçisi olan bir otomobil fabrikası tüm işçilerine hepinizi işten çıkardım ama şimdi gidip ÖİB’lerle anlaşır gelirseniz hepinizi kiralık işçi olarak tekrar alacağım derse yasal olarak bunu engelleme imkanı yok. Yani işverenler şimdi tüm işçilerini ÖİB’lerden kiralayıp, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ve parası vermek zorunluluğundan kurtulacaklar. İşverenler kârlarını katlayacaklar, işçiler de daha önce aldıkları ücretlerden daha az kazanıp daha çok çalışacaklar. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sonu mutlu biten Türk ve Amerikan filmlerine ne oldu?

Sonu mutlu biten Türk ve Amerikan filmlerine ne oldu? Kardeşlerim, size yapacağım en ağır eleştiri şudur, hem iman ediyoruz diyorsunuz hem ALLAHTAN korkuyorsunuz, SONRADA HAKSIZLIK KARSISINDA SUSUYORSUNUZ Oysa tam tersi iman sahibi insan hafifler. Ah kardeşlerim, eski baraj hafriyatlarında papatyalı güllü çimenlik araziye atılmış artık kullanılmayan dağılmış paslanmış eski vinçler gibi ağırsınız, şakıyarak dağın dört tarafını sarmış çiçeklere sağırsınız.  Kardeşlerim hantal insanlar kem gözlüdür, konuşulmamış yaşanmamış haseti kıskançlığı özentisi gözlerinden fırlar. Lütfen kardeşlerim, kem gözlerinizle  Müslümanlığı kıyaslamayın. Allah size kem ve kıskanç ve aç gözler vermedi, NEFSIMIZ BUNU BİZE YAPTIRIYOR.TASARI bir gün bitecek ve siz Anadolu’nun o yemyeşil tepelerinde parçaları dağılmış hurda vinçler gibi kalakalacaksınız. Peki  Sonu mutlu biten Türk ve Amerikan filmlerine ne oldu? Doğrusu ‘mutlu son’la biten filmleri ben de özledim.  Yalan ve imkansız ol...

Asıl iş nedir? Yardımcı iş nedir?

Asıl iş kavramı, İş Kanunu açısından önem arz etmekle birlikte özellikle son dönemde hükûmetin asıl işi yapan taşeron işçilere kadro vereceğini beyan etmesiyle daha da önem kazanır hale geldi. Asıl işin ne olduğu, yardımcı işin ne olduğu ya da kimlerin asıl işi yaptığı tartışmaları sürüp gitmekte. İş Kanunu açısından asıl işin önemi İş Kanunu bakımından asıl işin önemi, bu kanunun 3 üncü maddesinden kaynaklanıyor. Buna maddeye göre “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir”. Uygulamada taşeron ilişkisi olarak belirlenen bu asıl işveren – alt işveren ilişkisinin ön şartlarından bir tanesi, kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere, asıl ...

DEMOKRATİK MÜCADELECİ VE GÜCLÜ YENİ BİR HAREKET İÇİN BİRARAYA GELDİK YOLA ÇIKIYORUZ

Bizler yani DERNEKLER mücadele hedefleri ve yolları bağlamında anlayış birliği içinde olan TİDEP e üye dernekler olarak demokratik ve sınıf mücadelesi persfektıfıne sahip güçlü yeni bir hareket yaratmak için yola çıktık. Türkiyede sendikal olsun stk lar olsun kan kaybı , güçsüzleşme ve güven yitimi ile kendisini gösteren gerileme evresının artık sona erdirilmesi için kararlı bir mücadeleyi gerekli görmekteyiz. Bu hareket baştan aşağıya yeni bir mücadeleye girmeden bu evrelerin aşılması mümkün olmaz..KENDİMİZİ KANDIRMIYALIM. Gecici, günü birlik kişilere bağlı cözümarayışlarının vakti geçmiştir. esaslı yağısal mücadeleye ihtiyac vardırTürkiye bu hareketin bu dönüşümü gerceklestırecek birikime ve deneyime sahip oldugunu inanıyoruz(yeterki artık AT GÖZLÜKLERİNDEN KURTULALIM) BU HAREKETİN YOLA CIKIS AMACI örgütlenme ve mucadele pratiklerini geliştirecek demokratik bağımsız ve mucadelecı bır dernek, sendika, federasyon artık ismini siz koyun bir platforma aşagıdaki ilke ve hedefler dogrultus...